Uçucu Yağlar Nedir? Nasıl Kullanılır? Nasıl Üretilir? | Aromaterapi Rehberi

14-05-2025 14:56
 Uçucu Yağlar Nedir? Nasıl Kullanılır? Nasıl Üretilir? | Aromaterapi Rehberi
Aromaterapi dünyasına ilk adımı atan herkesin aklında aynı soru canlanır: Uçucu yağlar tam olarak nedir? Bir aromaterapist olarak yıllardır insanların bu sihirli damlalarla tanışmalarına rehberlik ediyorum. Bugünkü yazımda, uçucu yağların gerçek doğasını, onları diğer yağlardan ayıran farkları ve kökenlerini sizlerle paylaşacağım.

Uçucu Yağlar Rehberi:

Doğanın sunduğu eşsiz güzelliklerden biri olan uçucu yağlar, binlerce yıldır şifa, güzellik ve spiritüel uygulamalarda kullanılıyor. Bu rehberde sizleri uçucu yağların büyülü dünyasında derin ve keyifli bir yolculuğa çıkarıyoruz. Bitkilerin özü olan uçucu yağların nasıl elde edildiğinden başlayarak, kullanımında dikkat edilmesi gereken püf noktalara kadar her detayı bulabileceksiniz.
Uçucu yağların elde edilme yöntemlerinden, onları güvenle kullanmanın yollarına; saklama koşullarından, kimyasal yapılarına ve bu yapıların aromaterapideki etkilerine kadar geniş kapsamlı bir bilgiye sahip olacaksınız. Ayrıca uçucu yağların holistik bakış açısıyla spiritüel uygulamalarda nasıl yer aldığını ve çakralarımız üzerindeki etkilerini keşfedeceğiz.
Son olarak, kaliteli ve saf uçucu yağları nereden ve nasıl temin edebileceğinizle ilgili ipuçlarını paylaşacağız. Sizleri aromaterapi yolculuğunuzda güvenle ilerleyebileceğiniz bilgilerle donatacağız.
Hazırsanız, doğanın şifalı gücünü birlikte keşfedelim!

1. Uçucu Yağlar Nedir?

Uçucu Yağların Tanımı
Uçucu yağlar, bitkilerin özünü taşıyan, güçlü ve konsantre aromatik bileşiklerdir. Bu özel yağlar, bitkilerin çiçekleri, yaprakları, kökleri, kabukları, reçineleri veya meyve kabuklarından damıtma veya soğuk pres yöntemiyle elde edilir.
Bir bitkinin tüm canlılığı ve enerjisi, bu minik damlaların içerisinde saklıdır. Bitkiler aslında uçucu yağları kendi savunma mekanizmaları olarak kullanırlar: Zararlı böcekleri uzak tutarlar, enfeksiyonlara karşı kendilerini korurlar ve çevresel tehditlere karşı direnç gösterirler. Aromaterapistler olarak bizler ise bu bitkisel savunmayı kendimize şifa ve denge sağlamak amacıyla ödünç alırız.
Uçucu yağların adı, kolayca buharlaşabilen (uçucu) doğalarından kaynaklanır. Odamıza difüzör ile yaydığımız lavanta veya portakal yağının hızlıca havaya karışmasının sebebi tam olarak budur.

Uçucu Yağlar ile Sabit Yağlar Arasındaki Fark
Danışanlarımdan sıkça duyduğum bir soru da uçucu yağlar ile sabit yağlar arasındaki farktır. Bu ayrımı bilmek, aromaterapinin temelidir:

Uçucu Yağlar:
Aromatik, güçlü kokulu ve hızla buharlaşan özelliğe sahiptir.
Seyreltilmeden doğrudan cilde uygulanmaz; mutlaka sabit bir yağ ile seyreltilmelidir.
Terapötik ve psikolojik amaçlarla kullanılır.

Sabit Yağlar (Taşıyıcı Yağlar):
Daha yoğun, yağlı bir kıvama sahiptir ve ciltte uzun süre kalırlar.
Tohum ve çekirdeklerden soğuk pres yöntemiyle elde edilirler (örneğin jojoba, hindistan cevizi, tatlı badem yağı).
Uçucu yağları güvenle cilde taşımak ve onları seyrelterek kullanmak için idealdirler.
Özetle; uçucu yağları aromatik şifa için kullanırken, sabit yağları cildi nemlendirmek, beslemek ve taşıyıcı görevi görmek için tercih ederiz.

Esansiyel Yağ Teriminin Kökeni
Birçok insan uçucu yağlar yerine "esansiyel yağlar" terimini de kullanır. Buradaki "esansiyel" kelimesi genellikle yanlış anlaşılır. İngilizcedeki "essential" kelimesinin anlamı burada "vazgeçilmez" değil, aslında daha çok "öz, ruh, esas" anlamına gelir.
Tarihsel olarak bakıldığında bu kavramın kökeni, 16. yüzyıldaki ünlü şifacı Paracelsus’un "quinta essentia" (beşinci öz) öğretisine dayanır. Bu görüşe göre, her bitkinin kendine özgü yaşam gücü, ruhu vardır ve bu ruh, uçucu yağlar olarak tanımlanmıştır.
Aromaterapinin felsefi boyutunu da şekillendiren bu tanım, aslında bitkilerin enerjisini şişeleyip hayatımıza katmamız fikrine dayanıyor. Uçucu yağlar, doğanın bize sunduğu gerçek birer hediyedir.

2. Uçucu Yağlar Nasıl Elde Edilir?

Aromaterapi dünyasına giren herkesin merak ettiği bir diğer önemli konu ise uçucu yağların nasıl elde edildiğidir. Bitkinin özü ve şifalı enerjisini taşıyan bu kıymetli damlaların üretim yöntemlerini birlikte keşfedelim.
Buhar Distilasyonu Yöntemi
En yaygın kullanılan yöntemlerden biri olan buhar distilasyonu, bitkinin aromatik kısımlarının buhar yardımıyla ısıtılmasıyla gerçekleşir. Buhar bitkiden geçerken, bitkinin içindeki aromatik bileşenleri taşır ve ardından yoğunlaştırılır. Sonuç olarak elde edilen sıvı, su ve uçucu yağ olarak ikiye ayrılır. Lavanta, nane, okaliptüs gibi bitkilerin yağları genellikle bu yöntemle elde edilir.

Soğuk Pres (Sıkım) Yöntemi
Narenciye kabuklarından uçucu yağ elde etmek için kullanılan bu yöntem, bitkinin kabuğunun mekanik olarak preslenmesi ile gerçekleşir. Bu yöntem ısı kullanılmadan gerçekleştiği için yağın içerisindeki hassas bileşenler korunur. Portakal, limon ve bergamot yağları soğuk pres yöntemiyle elde edilir.

Solvent Ekstraksiyonu (Mut Absolue Üretimi)
Özellikle narin çiçeklerden yağ elde etmek için kullanılır. Yasemin, gül gibi hassas çiçekler yüksek sıcaklık veya buhara dayanamazlar. Bu nedenle solvent denilen çözücüler kullanılır. Çözücü bitkinin içerisindeki aromatik bileşikleri çözer ve daha sonra solvent uzaklaştırılarak yoğun ve güçlü kokulu absolue elde edilir.

Enfleurage (Geleneksel Yöntem)
Tarih boyunca kullanılan bu geleneksel yöntem, özellikle çok hassas çiçeklerin yağını elde etmekte tercih edilmiştir. Cam levhalar üzerine hayvansal veya bitkisel yağ sürülür ve üzerine çiçekler yerleştirilir. Çiçekler yağ içine özlerini bırakır ve bu işlem defalarca tekrarlanarak son derece değerli ve yoğun aromatik yağ elde edilir.

CO₂ Ekstraksiyonu (Modern Teknik)
Bu modern yöntem, uçucu yağları yüksek basınçlı karbondioksit kullanarak elde eder. Özellikle çok saf, temiz ve kimyasal kalıntı içermeyen uçucu yağlar elde etmekte kullanılır. CO₂ ekstraksiyonu ile elde edilen yağlar, bitkinin orijinal aromasını ve aktif bileşenlerini yüksek kalitede korur. Özellikle aromaterapide tercih edilen modern ve temiz bir yöntemdir.

3. Uçucu Yağların Bitkisel Kaynakları

Uçucu yağların çeşitliliği ve etkileri, bitkisel kaynaklarının farklılığıyla doğrudan ilişkilidir. Aromaterapide kullandığımız yağların hangi bitkisel kaynaklardan elde edildiğini birlikte keşfedelim.

Çiçeklerden Elde Edilen Yağlar
Lavanta, gül, yasemin gibi çiçeklerden elde edilen yağlar, genellikle duygusal dengeyi destekleyici ve sakinleştirici özelliklere sahiptir. Bu yağlar, buhar distilasyonu ya da solvent ekstraksiyonuyla elde edilir ve aromatik özellikleriyle ön plana çıkar.

Yapraklardan Elde Edilen Yağlar
Nane, okaliptüs, fesleğen ve adaçayı gibi yapraklardan elde edilen yağlar, daha çok ferahlatıcı ve uyarıcı etkileriyle bilinir. Solunum yollarını rahatlatmak ve zihni canlandırmak amacıyla tercih edilirler.

Kök ve Reçinelerden Elde Edilen Yağlar
Zencefil, mür ve buhur gibi bitkilerin kökleri ve reçinelerinden elde edilen yağlar, genellikle topraklayıcı, rahatlatıcı ve şifa verici özelliklere sahiptir. Tarih boyunca meditasyon ve manevi uygulamalarda kullanılmıştır.

Narenciye Kabuklarından Elde Edilen Yağlar
Portakal, limon ve bergamot gibi narenciye kabuklarından elde edilen yağlar genellikle enerji verici, moral yükseltici ve temizleyici özellikleriyle bilinirler. Soğuk pres yöntemiyle elde edilirler ve yaşam alanlarında canlandırıcı etkileriyle tercih edilirler.

Odun ve Kabuklardan Elde Edilen Yağlar
Sedir, sandal ağacı ve tarçın gibi odun ve kabuklardan elde edilen yağlar, aromaterapide dengeleyici, ısıtıcı ve rahatlatıcı özellikleriyle kullanılır. Güçlü ve kalıcı aromalarıyla dikkat çekerler.

4. Uçucu Yağların Temel Faydaları

Zihinsel ve Duygusal Etkileri
Uçucu yağlar, beyinle doğrudan bağlantılı olan koku alma sistemi sayesinde ruh hali üzerinde anında etki yaratabilir. Lavanta, bergamot ve ylang ylang gibi yağlar stres, kaygı ve uykusuzlukla mücadelede sıkça tercih edilirken; portakal, greyfurt ve nane gibi yağlar canlandırıcı ve motive edici etkiler sunar. Aromaterapistler, bu yağları duygusal dengeyi sağlamak, zihinsel netlik kazanmak ve iç huzuru desteklemek için sıklıkla kullanırlar.

Fiziksel ve Terapötik Kullanımları
Birçok uçucu yağ antimikrobiyal, antifungal ve antiinflamatuar özellik taşır. Örneğin çay ağacı yağı mantar enfeksiyonlarına karşı, okaliptüs yağı solunum yolu tıkanıklıklarına karşı kullanılır. Adaçayı, biberiye ve kekik gibi yağlar kas ağrılarında masaj karışımlarına eklenerek fiziksel rahatlama sağlar. Aynı zamanda bağ dokularını destekleyici ve dolaşımı artırıcı etkiler gösterirler.

Cilt ve Güzellik Uygulamaları
Uçucu yağlar, cilt sağlığı ve bakımında doğal birer yardımcıdır. Gül yağı nemlendirme ve yatıştırmada, lavanta yağı cilt yenilemede, çay ağacı yağı ise akneye eğilimli ciltlerde arındırıcı olarak kullanılır. Bu yağlar taşıyıcı yağlarla karıştırılarak doğal serumlar, maskeler ve kremler hazırlanabilir. Düzenli kullanımda cilt tonunu eşitler, gözenekleri sıkılaştırır ve sağlıklı bir ışıltı kazandırır.

Bağışıklık Sistemi Üzerindeki Etkiler
Bazı uçucu yağlar antiviral ve antibakteriyel özellikleri sayesinde bağışıklık sistemini destekleyebilir. Özellikle kış aylarında limon, okaliptüs, kekik ve ravintsara gibi yağlar difüzörde kullanılarak ortamın havası temizlenebilir ve hastalıklara karşı koruma sağlanabilir.

Solunum ve Sindirim Sistemi Destekleri
Nane, zencefil, rezene ve okaliptüs gibi yağlar hem solunum hem de sindirim sistemi üzerinde destekleyici rol oynar. Buhar inhalasyonu ile burun tıkanıklığı giderilebilirken, taşıyıcı yağla seyreltilmiş olarak karın bölgesine yapılan hafif masajlar sindirim sorunlarına iyi gelir.

5. Uçucu Yağların Kullanım Yöntemleri

Difüzör ile Buhar Yoluyla Kullanım
Uçucu yağların en yaygın kullanımı, ortam havasına yayılmasıdır. Difüzör cihazları sayesinde uçucu yağlar su buharı ile birlikte ortama dağılır. Bu yöntem, zihinsel rahatlama, uykuya geçiş kolaylığı veya enerji yükseltici etkiler için idealdir. Aynı zamanda ortam havasını temizler ve ferah bir atmosfer oluşturur.

Masaj ve Cilt Uygulamaları (Taşıyıcı Yağ ile Seyrelterek)
Cilt üzerinden uygulama, uçucu yağların dolaşım sistemi yoluyla tüm vücuda yayılmasını sağlar. Tatlı badem, jojoba veya hindistan cevizi yağı gibi taşıyıcı yağlarla seyreltilerek uygulanır. Bu yöntem, kas gevşetme, stres azaltma ve lokal tedaviler için kullanılır.

Aromaterapi Banyoları
Ilık bir banyo suyuna eklenen birkaç damla uçucu yağ, hem zihinsel hem fiziksel rahatlama sağlar. Lavanta, gül, ylang ylang gibi yağlar banyo suyunuzda adeta bir spa etkisi yaratır. Ancak önce taşıyıcı yağ veya doğal bir emülsifiye (örneğin süt veya bal) ile karıştırılmalıdır.

Kompres ve İnhalasyon Teknikleri
Uçucu yağlar sıcak ya da soğuk kompreslere birkaç damla eklenerek kas ağrıları, baş ağrısı veya bölgesel şişliklerde kullanılabilir. İnhalasyon yöntemi ise doğrudan solunum yollarına etki eder. Özellikle grip ve sinüzit dönemlerinde etkili bir destek sağlar.

Evde Temizlik ve Doğal Parfümler
Limon, lavanta, çay ağacı gibi yağlar antibakteriyel özellikleri sayesinde doğal temizlik ürünlerinde kullanılabilir. Ayrıca parfüm yerine kullanılabilecek aromatik karışımlar, hem cilt dostu hem de kişisel bir imza yaratma aracı olabilir.

6. Uçucu Yağları Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Aromaterapide uçucu yağların etkili ve güvenli bir şekilde kullanılabilmesi için bazı temel kurallara dikkat etmek gerekir. Bu yağlar yüksek konsantrasyonlu ve biyolojik olarak oldukça aktif maddelerdir; bu nedenle yanlış kullanım ciddi cilt reaksiyonlarına, hassasiyete ya da toksik etkilere neden olabilir.
Seyreltme Oranları ve Taşıyıcı Yağ Seçimi
Uçucu yağlar doğrudan cilde uygulanmamalıdır. Yetişkinler için genellikle %1–3 arası seyreltme önerilir. Bu da yaklaşık olarak 10 ml taşıyıcı yağ için 2–6 damla uçucu yağ anlamına gelir. Bebekler, çocuklar, yaşlılar ve hassas ciltler için bu oran daha da düşürülmelidir. Taşıyıcı yağ olarak jojoba, tatlı badem, üzüm çekirdeği veya hindistan cevizi yağı gibi cilt dostu ve raf ömrü uzun yağlar tercih edilmelidir.

Fototoksik Yağlar (Örn: Bergamot)
Bazı uçucu yağlar, ciltle temas ettikten sonra güneş ışığına maruz kalındığında ciltte yanık, leke ve tahrişe neden olabilir. Özellikle bergamot, limon, greyfurt ve portakal gibi narenciye yağları fototoksiktir. Bu tür yağların kullanıldığı bölgeler 12–24 saat güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır. Etiket okumak ve üretici uyarılarını dikkate almak bu noktada büyük önem taşır.

Gebelik ve Çocuklarda Kullanım
Gebelikte hormon dengeleri değiştiği için bazı uçucu yağların kullanımı sakıncalı olabilir. Özellikle biberiye, adaçayı, fesleğen gibi bazı yağlar rahim kasılmalarını tetikleyebilir. İlk üç aylık dönemde uçucu yağların kullanımı genellikle önerilmez. Bebeklerde ise %0.25 gibi çok düşük seyreltmelerle, yalnızca lavanta veya papatya gibi güvenli yağlar sınırlı şekilde kullanılmalıdır.

Alerjik Reaksiyonlar ve Yama Testi
İlk kez kullanılacak bir uçucu yağ için "yama testi" yapılması önerilir. Bilek içi veya kulak arkası gibi hassas bir bölgeye seyreltilmiş yağdan bir damla uygulanmalı ve 24 saat gözlemlenmelidir. Kızarıklık, kaşıntı veya kabarma gibi belirtiler gözlenirse yağ kullanılmamalıdır. Özellikle çay ağacı, tarçın ve karanfil gibi güçlü yağlar daha fazla alerjik potansiyel taşıyabilir.

Dahili Kullanım Hakkındaki Uyarılar
Uçucu yağların dahili kullanımı (ağız yoluyla alınması) aromaterapistlerin çoğu tarafından önerilmez. Bu yağlar son derece yoğun ve bazı durumlarda karaciğer, mide veya sinir sistemi üzerinde toksik etki yaratabilir. Dahili kullanım ancak tıp veya fitoterapi eğitimi almış uzmanlar tarafından, uygun dozda ve kısa süreli olarak uygulanmalıdır.

7. Uçucu Yağların Saklama Koşulları

Uçucu yağların terapötik etkilerini ve raf ömrünü korumak için doğru şekilde saklanmaları gerekir.
Uygun Şişe Seçimi (Kahverengi Cam)
Uçucu yağlar ışığa karşı hassas oldukları için şeffaf şişelerde saklanmaları uygun değildir. Kahverengi veya koyu mavi cam şişeler ışığın zararlı etkilerini en aza indirir. Plastik ambalajlardan kaçınılmalı; çünkü yağlar plastikle etkileşime geçerek hem şişeyi hem de yağı bozabilir.

Işık, Isı ve Hava ile Temastan Koruma
Yağlar serin, karanlık ve kuru ortamlarda, kapağı sıkıca kapalı şekilde saklanmalıdır. Bu, oksidasyonu yavaşlatır ve yağın kimyasal yapısını korur. Özellikle yaz aylarında buzdolabında saklamak bazı yağlar için uygundur (örneğin narenciye yağları).

Raf Ömrü ve Oksidasyon Belirtileri
Her uçucu yağın raf ömrü farklıdır. Narenciye yağları genellikle 1 yıl, lavanta ve nane 2–3 yıl, paçuli ve sandal gibi bazı sabit yapılı yağlar ise 5 yıla kadar dayanabilir. Yağın kokusunda ekşimsi, metalik ya da sıradışı bir değişiklik varsa okside olmuş olabilir ve cilt üzerinde kullanılmamalıdır.

8. Uçucu Yağların Kimyasal Yapısı

Uçucu yağların etkili ve güvenli kullanımını anlayabilmek için, onların kimyasal yapılarına dair temel bir bilgiye sahip olmak gerekir. Her uçucu yağ, içinde onlarca hatta yüzlerce farklı molekül barındırır. Bu bileşiklerin oranları ve türleri, yağın terapötik etkilerini doğrudan belirler.

Terpenler, Esterler, Fenoller ve Diğer Bileşenler
Monoterpenler (limonen, pinen): Antiviral, antibakteriyel, arındırıcı özellikler taşır. Portakal, limon ve çam yağlarında bulunur.
Seskiterpenler (beta-karyofillen): Antiinflamatuar ve bağışıklık sistemini destekleyici etkileriyle bililir.
Alkoller (linalool, geraniol): Antiseptik ve yumuşatıcı etkiler sunar. Lavanta, gül, sardunya yağlarında bolca bulunur.
Esterler (linalil asetat): Yatıştırıcı, antispazmodik etkiler sağlar. Lavanta ve bergamot yağlarında yaygındır.
Fenoller (karvakrol, timol): Güçlü antimikrobiyal etkileri vardır ancak dikkatli kullanılmalıdır. Kekik ve karanfil yağlarında bulunur.
Bu kimyasal gruplar, bir uçucu yağın zihinsel rahatlatıcı mı yoksa uyarıcı mı olacağını belirleyebilir. Örneğin linalool ve linalil asetat açısından zengin olan lavanta yağı, sakinleştirici etkiler gösterir.

Kimyasal Yapıların Etki Mekanizmaları
Uçucu yağların bileşenleri, hem sinir sistemi hem de hücresel düzeyde çeşitli tepkimeleri tetikleyebilir. Örneğin, monoterpenlerin bazıları hücre zarlarını geçirgen hale getirerek bağışıklık tepkilerini artırabilir. Esterler, merkezi sinir sistemi üzerinde dengeleyici etkiler sağlayarak kaygı, panik ve uyku problemlerine karşı etkili olur.

GC-MS Analizlerinin Rolü
GC-MS (Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometrisi) cihazı, bir uçucu yağın içindeki kimyasal bileşenleri ayrıştırarak tanımlar. Kaliteli markalar, yağlarının bu analiz sonuçlarını paylaşarak içerik şeffaflığı sunar. GC-MS analizleri, sahtecilikleri önlemek ve terapötik kaliteyi garanti altına almak için en önemli araçtır.
Doğru analiz edilmiş bir yağ, terapötik etkileri güvenle sunar. Bu nedenle bir aromaterapist olarak, her zaman GC-MS sertifikalı ürünleri tercih etmenizi öneririm.

9. Aromaterapide Uçucu Yağların Yeri

Uçucu yağlar yalnızca fiziksel sağlık değil; ruhsal denge ve bütünsel iyilik hâli için de vazgeçilmez araçlardır. Aromaterapi, insanı beden, zihin ve ruh bütünlüğüyle ele alan holistik (bütünsel) bir yaklaşım benimser.

Holistik Bakış Açısı
Aromaterapi yalnızca semptomları değil, bireyin içsel dengesini de hedefler. Lavanta yağı sadece uyku getirmez; kişinin gevşeme ihtiyacını karşılayarak stresin kökenine iner. Bu bakış, modern tıbbın ötesine geçen bir tamamlayıcı şifa modelidir.

Enerji Merkezleri (Çakralar) ile Etkileşim
Bazı uçucu yağlar belirli çakralar (enerji merkezleri) ile rezonansa girer. Örneğin:
Gül yağı: Kalp çakrasını dengeler.
Lavanta: Taç ve üçüncü göz çakrasını destekler.
Sedir ağacı: Kök çakrayı güçlendirir.
Bu bağlamda, meditasyon veya yoga pratiği sırasında belirli yağların kullanımı enerji akışını düzenlemeye yardımcı olabilir.

Meditasyon, Yoga ve Spiritüel Uygulamalardaki Rolü
Uçucu yağlar, zihni odaklamak, nefesi derinleştirmek ve bilinç hâlini değiştirmek için meditatif uygulamalarda destekleyici olarak kullanılır. Buhurdanlıkla kullanılan sandal, tütsü etkisiyle zihni arındırır; paçuli ve vetiver ise topraklayıcı etkisiyle ruhsal denge sağlar.
Ritüellerde ve spiritüel çalışmalarda kullanılan bu yağlar, bireyin içsel farkındalığını artırırken aynı zamanda çevreyle daha uyumlu bir bağ kurmasına da destek olur.

10. Uçucu Yağları Nereden ve Nasıl Temin Etmeli?

Aromaterapide kullanılan uçucu yağların kalitesi, terapi sürecinin başarısını doğrudan etkiler. Bu nedenle "doğal" ya da "bitkisel" gibi genel ifadeler yeterli değildir; ürünlerin gerçekten saf, katkısız ve terapötik kalitede olması gerekir.
Gerçek bir uçucu yağın etiketi, onun güvenilirliğini ele verir: bitkinin Latince (botanik) adı, menşei, üretim yöntemi ve son kullanım tarihi gibi bilgiler açıkça yer almalıdır. Ayrıca GC-MS analiz raporlarına sahip olmak, yağın içerik şeffaflığına ve kalitesine dair en önemli göstergedir. ECOCERT, USDA Organic, Soil Association gibi uluslararası sertifikalar da güvenilirliğin altını çizer.
Uçucu yağ satın alırken dikkat edilmesi gereken en temel kriterler:
- Tek bileşenli, katkısız olması
- Renklendirici, sentetik koku veya koruyucu içermemesi
- Cam şişede (tercihen koyu renkli) sunulması
- Analiz raporu ve sertifika ile desteklenmesi
Boho Mathilda Aromaterapi olarak biz, doğanın sunduğu bu eşsiz hediyeleri en saf haliyle sizlere ulaştırmayı ilke edindik. Koleksiyonumuzdaki tüm uçucu yağlar, etik üretim ilkelerine uygun olarak tedarik edilir; her biri aromaterapist denetiminden geçer ve terapötik kalitesini koruyacak şekilde şişelenir.
Doğallığına güvenebileceğiniz, etkisini hissedebileceğiniz uçucu yağları incelemek için resmî web sitemizi ziyaret edebilirsiniz: www.bohomathilda.com
Ürünlerimize, içeriklerimize ve aromaterapi tüyolarına göz atmak için Instagram sayfamıza da bekleriz: @bohomathilda
Doğanın bilgeliğini birlikte keşfetmek dileğiyle,
Boho Mathilda Aromaterapi
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.